
Göçmen Psikolojisi: Yeni Bir Hayata Uyum Sağlama Süreci
Son dönemlerde Türkiye’de ekonomik krizin baş göstermesi, döviz kurlarındaki ani değişimler, siyasi gerginliklerin topluma da sirayet etmesi gibi sebeplerle farklı diyarlara göçmek sıkça düşünülür oldu. Bir çoğumuz kısa bir Avrupa tatili yapmak dışında yurt dışına adım bile atmamışken tüm kurulu düzenimizi bozup bir başka ülkeye yerleşme planları yapıyoruz. Bu yazımızda bilgilerini Homesick platformunda paylaşan Tuana Eralp ve Yeditepe Üniversitesi Psikoloji bölümü mezunu Yasemin Bıçakçı ile göçmen psikolojisini inceliyoruz.
Göç etmek ve bunun psikoloji üzerine etkisi nedir?
Yasemin B: Bildiğimiz gibi göç etmek eylemi bazı ekonomik, siyasal, toplumsal olumsuzluklar sebebiyle kişilerin bulundukları coğrafyadan belirli süreli veya süresiz şekilde başka bir yerleşim yerine gitmeleri anlamına geliyor. Bu durum olumlu ya da olumsuz şekilde kişinin psikolojisini bir hayli etkileyebiliyor. Berry’nin Kültürleşme Modeli’ne göre göç eden bireylerin bu durum ile baş etmek adına geliştirdiği dört farklı strateji türü bulunuyor:
Marjinalleşme: Her iki kültürü de reddederek marjinalleşebilir.
Asimilasyon: Kişi, içine girdiği kültürü tamamen benimseyip eski kültürel bağlarından koparak asimile olabilir.
Ayrılma: İçine girdiği kültürü tamamen reddederek eski kültürel bağlarına bağlı kalabilir.
Bütünleşme: Eski kültürel birikimini koruyup yeni kültürü kucaklayarak bütünleşebilir.
Adaptasyon ve Uyum Sağlamanın Etkileri
Yasemin B: Asimilasyon stratejisi geliştiren bireylerin daha fazla yaşam doyumu ve sosyokültürel adaptasyon sağladığı görülürken bütünleşme stratejisi geliştiren bireylerin ise daha yüksek benlik saygısına sahip olduğu tespit ediliyor. Kişinin dahil olduğu kültüre uyum sağlama süreci ne kadar başarılı olursa stres seviyesinin de bir o kadar düşük olduğu da çalışmalar ile ortaya konuyor.
Yapılan araştırmalar sonucunda kişilerin kültürleşme aşamasında psikolojik ve sosyokültürel anlamda göç ettikleri ortamın kültürüne uyum sağladıklarını saptıyorlar. Psikolojik, somatik ve sosyal anlamda birey ne kadar iyi durumda ise bulunduğu çevreye bir o kadar uyum sağladığı gözlemleniyor. Ekonomik olarak göç edilen yerde iyi durumda olmanın olumlu etkileri de bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuş.
Peki bu süreçte birey olarak ne yapmak lazım?
Yasemin B: Belki de her süreçte olduğu gibi göç etmek de oldukça bireysel bir deneyim olmakla beraber kişinin hali hazırda sahip olduğu psikolojik savunma stratejilerine, fiziksel durumuna, çevresel faktörlere, kişiye özel birçok etkene bağlı olarak farklı şekilde ilerleyebilir. Göçmen kişilerin bu uyum süreci boyunca kendini düzenli olarak gözlemlemesi, yaşadığı sorunların sebeplerini analiz edebilmesi ve bir sorun olduğunda yardım almaya açık olması sürecin daha olumlu ilerlemesini sağlayacaktır.
Göçmen Psikolojisi ve Değişime Uyum
18 yaşında ilk defa İngiltere’de yaşamı deneyimlemiş, ardından psikoloji bölümünü bitirmiş, yüksek lisansta klinik psikoloji alanında öğrenimini devam ettirmiş, bu süreçte göç psikolojisi alanında kendini geliştiren ve bilgilerini Homesick platformunda paylaşan Tuana Eralp mesafelerin bizdeki psikolojik etkilerinin ve ulaşılabilirliğin öneminin yadsınamayacağı düşüncesinde.
Tuana E: Her değişim, kendisine uyum sağlayabilmemiz için bir süreç gerektirir, göçmen psikolojisi için de durum aynen böyle. Doğup büyüdüğünüz, diline, kültürüne, iklimine aşina olduğunuz ülkeden ayrılıp adeta yepyeni bir dünyada kendinize yeni bir yuva oluşturmak büyük bir yaşam değişimidir. Öyle ki, bu sürecin ve etkilerinin, göç kararının verildiği andan itibaren başlayabildiğini söyleyebiliriz. Alışılmadık bürokratik meseleler, sevdiklerinden uzaklaşacak olmanın yarattığı hüzün ve kaygı ile birleşince kişi, aslında oldukça revaçta olan yurt dışında yaşamın yavaş yavaş zorlayıcı etkileriyle karşılaşmaya başlayabilir.
Sosyal Destek Ağlarının Önemi
Tuana E: Bu noktada sahip olduğumuz sosyal destek ağlarımız, adaptasyon süreci için oldukça önem taşır. Bununla beraber, yerleşilecek yeri iyi araştırmak, özellikle ilk zamanlarda yoğun olabilen belirsizlik hislerinin hafiflemesinde yardımcı olabilir. Bunun yanısıra beklentilerin tekrardan gözden geçirilmesi de kimi zaman kişiyi çeşitli olasılıklara daha hazırlıklı hale getirebilir. Örneğin dil bariyeri, çoğunlukla sıkıntı yaşanan bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
Göç Sürecinde Beklentiler ve Gerçekler
Tuana E: Kişi, ülkesinden ayrılmadan önce bu konuyu gerçekçi bir şekilde ele almadıysa, yeni bir sosyal destek ağı yaratmakta kendisinden üstün bir beklentisi varsa yurt dışında yaşamaya başlamasıyla beraber hayal kırıklığı yaşayıp, zamanla bu hayal kırıklığını tekrar tekrar deneyimlememek adına kendini izole edebiliyor. Bu durumun yıkıcılığını önlemek adına kabullenici olmakta fayda var. Ancak burada kabullenici olmak, ‘kabul edip pes etmek’ anlamında değil, sadece bu ihtimale açık olup kendini yargılamadan bu sürecin inişli çıkışlı olabileceğini kabul etmek olarak algılanmalıdır. Böylece bu durumunu yarattığı kaygı yüksek boyutlara ulaşmayacak; ancak yeni bir dil öğrenebilmek adına optimal seviyede olacaktır.
Zorunlu Göç ve Psikolojik Etkileri
Bir diğer taraftan; göç öncesinde gerekli hazırlıkları yapmak için yeterli vakti olmamış, kendini psikolojik olarak hazırlama fırsatı bulamamış, ülkesine ve sevdiklerine veda edememiş kişilerin de olabileceği unutulmamalıdır. İrade dışı gelişen – örneğin; doğal afet sonrası, savaş sırasında veya siyasi zulümle beraber ülkeden ayrılmak- göçe baktığımızda farklı etkenler göze çarpmaktadır. Bu durumu Akhtar (2018), kişinin içindeki çocuğun öksüz kalmasına benzetmiştir. Burada öksüzlüğün sebebini kişinin ruhsal alanının kaybı olarak açıklamaktadır. Bu ruhsal alan nostaljik nesnelere (fotoğraflar, şarkılar vb.) yönelerek, kendi duygularımıza bakıp onları anlamaya çalışarak ve yaratıcı olabileceğimiz alanları keşfederek tekrardan oluşturulabilir. Ancak bu noktada nostaljinin nasıl yapıldığı da oldukça önem taşır.
Geçmiş ve Gelecek Arasında Dengeli Bir Bağ Kurmak
Geçmiş yaşantıyla ilişkili nesnelerle diyaloğu, yeni yaşantımızdaki değişikliklerle harmanlayarak devam ettirmek en sağlıklısı olacaktır. Böylelikle geçmiş, anımsandığında acı veren bir anılar bütünü olmaktan çıkacak, geleceği zenginleştiren bir kişisel kaynağa dönüşecektir.
Aidiyet ve Yeni Alışkanlıklar Oluşturma
Her iki durumda da, kişi kendisine adapte olabilmesi adına bir süre tanımalıdır. Bu sürede kişi, kontrol edebildiği faktörler üzerinde durmalı, aidiyet hissinin oluşmasında yardımcı olacak yeni alışkanlıklar oluşturmalıdır.
Duyguları Bastırmamak ve Destek Aramak
Duyguları bastırmamak, sürecin sağlıklı bir şekilde yönetilmesi için kritik öneme sahiptir. Duygusal zorluklar günlük yaşamı olumsuz etkilemeye başladığında profesyonel destek almak, sürecin daha rahat atlatılmasını sağlayabilir.
TransferGo ile Yurt Dışı Para Transferi
Bu süreçte, gerek sevdiklerinize ulaşmak gerekse maddi ihtiyaçlarınızı karşılamak adına kullanabileceğiniz çözümler de önem kazanır. Geçmiş deneyimlerinize yepyeni değerler eklediğiniz bu yolculukta, yaşadığınız ülkeden Türkiye’ye ya da Türkiye’den yaşadığınız ülkeye TransferGo ile ihtiyaç duyduğunuz her an para gönderebilirsiniz.
Popüler makaleler
Arkadaşlarını TransferGo’ya davet et, 22€ kazan



